Analytics

Bu Blogda Ara

19 Eylül 2012 Çarşamba

Dacia Duster 4x2 Uzun dönem yorumlarım!



Türkiye’de insanların en çok merak ettiği otomobillerden biri; Dacia Duster. Gittiğimiz her yerde meraklı gözler bu otomobilin üzerindeydi. Herkes otomobilin nasıl olduğunu, ne kadar tüketimi olduğunu merak ediyor. Uzun dönem testimizin Karadeniz parkurunda bu soruyu soranlara cevabım şu şekilde oldu; ‘Duster tam buraların aracı’. Öncelikle şunu söylemeliyim, Duster’ı kendi fiyat aralığındaki araçlarla karşılaştırmalısınız. Benzer fiyat etiketine satılan modelleri sıraladığınız zaman, içlerinde Duster ile aynı sınıfta olan hiçbir modelin olmadığını göreceksiniz. Dizel ve SUV birlikteliğini 1.6 litre vergi barajına takılmadan sunabilen Duster, kendi fiyat aralığında şu anda rakipsiz durumda.

Türkiye için biçilmiş kaftan!
Peki biraz Duster’dan bahsetmeye başlayalım. Duster yerden yüksek yapısı, geniş yanaklı lastikleri ve yeterli süspansiyon sistemi ile ülkemizin bozuk yollarını kabus olmaktan çıkarıyor. Pek çok kişinin aracının altını vurduğu veya lastiğine balon yaptırdığı yerde Duster ile hız kesmeden geçebiliyorsunuz. 3000 km’yi aşan kullanımım sırasında Duster’ın en çok bu özelliğini sevdim.
 Test aracımız Duster’ın en güçsüz dizel motoruna sahip olmasına rağmen hiçbir koşulda bizi mahcup etmedi. Özellikle düşük devirlerdeki canlılığı dCi motorun kullanımını çok kolaylaştırıyor. Karadeniz’in dik yaylalarına çıkarken Duster tüm enerjisini ortaya koydu ve bizi rahatlıkla hedefimize ulaştırdı. Bölgenin bazı yaylalarına normal binek araçların çıkmasının çok zor olduğunu söyleyen yöre insanı, Duster’ı görünce bu araçla bahsettiğim yaylalara çıkmadan gitmememizi belirttiler. 

4x2 Duster’ımızın üzerinde standart gelen M+S lastikler kaygan zeminlerde standart bir lastikten daha fazla tutunma sağlayarak tırmanmalarda üstün bir performans göstermesini sağladı. Eskiden Renault Toros için kullanılan ‘Keçi gibi tırmanıyor’ sözü artık Duster için kullanılabilir!

Çok ekonomik!
Bu boyutlardaki bir aracın çok yaktığını düşünüyorsanız hemen bu fikri kafanızdan atın. Duster’la uzun yol tüketiminizi 4.5 lt/100 km civarına çekebiliyorsunuz ki, biz İstanbul şehir içi kullanımlarımızda bile tüketim değerlerini 5.5 lt/100 km değerinde tutturabildik. 1.6 litreden küçük hacimli dizel motorların içerisinde bence en verimlilerinden biri olan 1.5 litrelik dCi ünitenin inanılmaz tüketim değerlerini merak ediyorsanız şunu bir dinleyin… Samsun-Ordu arası sahil yolunu 62 km/s ortalama hızla geçtik ve bu rotanın sonundaki ortalama yakıt tüketimimiz tam 3.5 Lt/100 km! Tabi bu yolun hafif eğimli bir yapısı olduğunu ve bizim çok çok dikkatli bir sürüşle bu değeri tutturduğumuzu söylemeliyim. Duster motorunda eleştirilecek bir nokta varsa o da motorun sesli çalışma karakteri. Motorun dışarıya verdiği ses aslında çok önemli değil ama Duster yalıtım konusunda pek başarılı olmayınca içeride de motor sesini oldukça fazla duyuyorsunuz.

İç mekanı elden geçmeli
Duster’ın belki de en çok puan kaybettiği nokta çok ucuz görünen iç mekanı. Cam açma ve elektrikli ayna butonlarının yerinin değiştirilmesi, silecek çalışma yapısının modernize edilmesi ve müzik sisteminin konsola gömülmesi Duster’ı çok daha iyi bir hale getirebilirdi. İç mekandaki sert plastik malzemeler kalite hissi vermekten uzak ancak kolay temizlenen yapısıyla dikkat çekiyorlar. Koltuklar pek çok müşteriyi memnun edecek şekilde. İnce yapılı kapıların iç ceplerinin dar yapısı buraya su şişesini yerleştirebilmenizi engelliyor. Diğer eşyalarınız için orta konsolun boşlukları ve geniş torpido gözü yeterli.

Isıtma sistemine takviye şart!
Soğuk kış günlerine denk gelen Duster kullanımımız sırasında en çok ısınma konusunda sıkıntı yaşadık. Sıkıntının sebebi Duster’ın klima sisteminin yetersizliği değildi. Aksine sistem gayet iyi bir şekilde sıcak hava üflüyor fakat bu hava sadece ön koltuklarda oturan yolculara yönleniyor. Isınma sorunu yaşayanlar arka koltuklarda oturanlar oldu. Arka kapılardan ve bagajdan gelen soğuk havaya karşın, arka koltuklar için ayrı havalandırma kanalı sunulmaması sıkıntının ana sebebi. Duster kliması aracın tamamını ısıtacak kapasiteye sahip fakat bu şekilde çalıştığında öndeki yolcular sıcaktan fenalık geçirecek duruma geliyor. Bu sorun kapılarda yapılacak yalıtımla aşılabilir diye düşünüyoruz.

Peki hiç sorun çıkardı mı?
50 bin kilometreyi aşmış test aracımızda hiçbir büyük sorun yaşanmadı. Duster’ın servis kayıtlarını bir önceki ay sizlerle paylaşmıştık. Servisten sonra çıktığımız yolculukta çakmaklığın sigortasının atması sonucu bir kez sigorta kutusunu açtık ve kolaylıkla sorunu hallettik. Karadeniz yolculuğunun son kısımlarında ise çok bozuk yollardan geçiyorduk ve titreşimden kaynaklı olduğunu düşündüğümüz far ampulu yanması sorunu yaşadık. Far ampulünü aracın kitapçığındaki anlatıma bakarak rahatça değiştirdik.

Alınır mı?
Kesinlikle! Yüksek oturma pozisyonuyla etrafa yüksekten bakacağınız Duster’ı sevmek için çok nedeniniz olabilir. Bana kalırsa sırf yerden yüksek yapısı için bile Duster alınabilir. İstanbul’da yağan kardan sonra oluşan büyük çukurları görünce Duster alanlar ne kadar doğru bir seçim yaptıklarını tekrar anlamışlardır. Biz bu tarz bozuk yollarda Duster’ı haddinden fazla zorladık ve araç hiç sorun çıkarmadı.
 Basit mekanik aksam ve elektronik ünitelerin azlığı da Duster’ı sorunsuzluk açısından öne çıkarıyor. Çıkabilecek muhtemel sorunları neredeyse her otomobil ustasının yapabileceğini bilmek de keyif verici. Yukarıda saydığımız sıkıntıları ne yapacağız diyorsanız, bence bu fiyata aldığınız bir otomobilde bunları göz ardı etmek sizi çok zorlamayacaktır. Hele ki Duster’ın 4x4 versiyonunu satın alıp özgürlüğün tadını çıkarmaya başlayınca bahsettiğim sorunları aklınıza bile getirmeyeceksiniz! / Selim ERKEK


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder