GTI akımının öncüsü Peugeot 1987 yılında piyasaya sürdüğü 205 GTI ile spor hatchback kavramını hayatımıza sokmuştu. 1,6 ve 1,9 litrelik iki motor seçeneği olan 205 GTI özellikle 1.9 litre 126 hp güç üreten motoruyla çok sevildi. 8,5 saniye civarında 100 km/s hıza ulaşan bu aracın yol tutuşu ve direksiyon tepkileri zamanına göre çok iyiydi. 205 GTI’ın aldığı olumlu tepkileri değerlendiren Peugeot, 106, 206 ve 306 modellerinin de GTI versiyonunu üretti. Her biri efsaneleşen bu modellerden sonra Peugeot efsaneleşecek yeni bir model daha üretti ‘RCZ’.
RCZ konsept halinden çok farklı olmayan bir tasarımla karşımıza çıktı. İlk dikkatimizi çeken ise RCZ’in tavan yapısı oluyor. Kabarık iki bombe ile sonlanan tavan yapısı test aracımızdaki siyah beyaz renk kombinasyonunda çok çekici görünüyordu. Dışarıya doğru çıkık geniş çamurluklar RCZ’in atletik imajını güçlendirerek kaslı bir görünüm çizmesini sağlıyor. Özellikle yan aynalardan arkaya baktığınızda görünen şişkin arka çamurluk hoş bir etki bırakıyor.
Bazı otomobillerin tasarımında belirli bölgelerin daha ön plana çıktığı olur. Kiminin önü çok iyi arka kısmı vasat iken, bazısında durum tam tersi olabiliyor. RCZ’de ise bu durumdan söz etmek mümkün değil. RCZ’in ön ve yan görünüşüne kusursuz dedikten sonra arka kısmı içinde aynı düşünceler içerisindeyiz. LED destekli stop grubu ve bagaj üstünden dışarıya doğru açılan spoyleri harika görünüyor.
Dikkat çekmek için RCZ iyi bir tercih! RCZ en büyük rakibi Audi TT’den 11,2 cm daha uzun, ve 15.5 cm daha geniş. İki aracın da yükseklikleri 1252 mm.
İç mekan
Herhangi bir Peugeot’nun içine göre oldukça elit görünen kokpitteki hava, lüks coupeleri aratmıyor. Bu havanın oluşmasında çift dikişli deri kaplamaların payı çok büyük. Peugeot modellerinden tanıdık direksiyon simidi RCZ’de alt kısmı yuvarlak hale getirilmiş şekilde yer alıyor. Sinyal, silecek, ses sistemi ve hız sabitleyici kontrol butonları ise markanın diğer üyeleriyle aynı. Parlak siyah kaplamalı orta konsolun en dikkat çekici kısmı iki havalandırma ızgarasının arasındaki analog saat. RCZ içinde yolculuk edenlere daha elit bir hava sunması için özel dizayn edilmiş saat tek başına bunu başarmaya çalışıyor. İç mekandaki ortak parça kullanımının görüldüğü diğer bir yerde ses sistemi ve ekranı. Bu ikili kullanım zorluğu çektirmese de insan RCZ gibi özel bir otomobilde daha özel beklentiler içinde oluyor.
İnce minderli arka koltuklar aracın 2+2 olarak adlandırılmasından başka pek bir işe yaramıyor. Çünkü buraya oturtabileceğiniz kişilerin 7 yaşını geçmemiş olması gerekli diyebiliriz. Sürücü baş hizasından sonra hızlı bir biçimde eğilen tavan yapısı arka koltuğun baş mesafesini oldukça kısıtlıyor. Ancak bu kısıtlı arka diz mesafesine karşı RCZ bagaj hacmi konusunda cömert davranıyor ve kullanıcılarına 384 litre bagaj hacmi sunuyor.
Motor
RCZ’in motor kaputunun altında PSA-BMW ortak çalışması olan motorlar görev yapıyor. Test aracımızdaki 1.6 litrelik motor 1400 d/d’dan itibaren 240 Nm tork ve 6000 d/d’da 156 hp güç üretiyor. Bu motoru Citroen ve MINI modellerinde farklı güçler üretirken gördük. Ancak RCZ’in en güçlü seçeneğinde yine bu motor 1.6 litrelik hacminden tam 200 hp güç üretebiliyor. 6 ileri otomatik şanzımanla gücünü yere aktaran RCZ’in 0-100 km/s hızlanması için 9 saniyeye ihtiyaç duyuluyor ve araç maksimum 214 km/s hıza ulaşabiliyor. 1.5 ton civarındaki bir araç için hiç de kötü olmayan performans verileri sunan RCZ’in tüketim değerleri de çok abartılı değil. Biraz zorlanarak kullanıldığı zaman 12 lt/100 km üzerine çıkan aracın fabrika verisi karma yakıt tüketimi 7.3 lt/100 km olarak açıklanıyor. RCZ testimiz süresince ortalama 9.4 litre/100 km yakıt tüketti.
Konfor ve yol tutuş
Kesinlikle konforlu değil. Peki, bu durum RCZ alacakların umurunda mı? Kesinlikle hayır! RCZ’in 19 inçlik jantları ve sert ayarlanmış süspansiyon sistemi yoldaki ufak darbeleri bile iç mekana aksettiriyor. Yan destekleri çok iyi olan ön koltukların rahatlığı ise bu darbeleri emmeye yetmiyor. İç mekana hoş bir şekilde motor sesi geliyor Fakat bu sesin yanında içeriye sızan rüzgar ve yol gürültüsü için hoş diyemeyeceğiz. RCZ’in daha sessiz olmasını beklerdik.
Peugeot modellerinin birçoğunda karşılaştığımız hissiz direksiyonun yerini RCZ’de son derece net tepkiler veren hassas bir direksiyon almış. Biraz sert olan direksiyon şehir içinde yorucu olabiliyor ancak bir sporcunun olması gerektiği sertlikte. ESP destekli yol tutuşu kusursuz olan aracın fren performansı da bekleneni veriyor. 6 kademeli otomatik şanzıman çift kavramalı olmasa da kötü değil ve konforu arttırıyor.
Güvenlik
Peugeot RCZ’in EuroNcap çarpışma testine henüz katılımı yok. RCZ’de sürücü, yolcu ve yan hava yastıkları standart olarak sunuluyor.
Yorum - Selim ERKEK
Peugeot’nun 205 ve 106 GTI’nın piyasada yarattığı etkiyi tekrarlayacak üçüncü modeli olarak gördüğüm RCZ gerçekten çok dikkat çekici bir otomobil. Markanın diğer modellerinden tanıdık ön kısım artık alışılmış olsa da çok başarılı bir tasarım örneği. Bombeli tavan yapısı ise, etrafınızdaki bütün gözlerin üzerinizde olmasının temel sebeplerinden. ESP sistemiyle beraber çok iyi yol tutan RCZ’i yoldan koparmak için önce ESP’yi devre dışı bırakmanız ardından da oldukça sert direksiyon hareketleri yapmanız gerekli. RCZ’de kullanılan 156 hp gücündeki motoru, Cıtroen DS3’de manuel vitesle olarak kullanmış ve çok daha eğlenceli bulmuştum. Test aracımızdaki otomatik şanzıman çift kavramalı olmasa da hızlı tepkiler veriyor, ancak RCZ’in eğlenceli kısmını alıp götürüyor. Ardı ardına yapılan sert frenlerde, fren sisteminin performansının düştüğünü belirtmekte fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder