İsminin Daewoo’dan Chevrolet’e değiştirilmesinden sonra büyük bir değişim sürecine giren firma artık çekici tasarımlarıyla konuşuluyor. Özellikle Chevrolet Cruze ülkemizde tasarımıyla oldukça fazla beğenilen bir model. Chevrolet’nin en küçük üyesi ise testimize konuk olan Spark. Chevrolet Spark aslında üç jenerasyondur ülkemizde satılıyor.Fakat ilk jenerasyon Daewoo Matiz ismi ile satıldı. İlk iki jenerasyonun başarısız olarak nitelendirilebilecek tasarımı nedeniyle pek sevilmedi. Güncel versiyonun konseptini 2007 New York Otomobil Fuarı’nda tanıtan firma aracın tasarımı için gelen olumlu tepkileri değerlendirdi ve seri üretim versiyonda çok fazla değişiklik yapılmadı.
TasarımChevrolet, yeni nesil Spark’ın tasarımı için 3 farklı konsept üretmişti. Sergilediği bu konseptlerin en beğenilenini üreteceğini açıklamıştı. Beat konsepti çok ufak değişikliklerle Spark olarak seri üretime geçti. Yırtıcı bir ön tasarıma sahip Spark, aracı görenlerin oldukça fazla ilgisini çekiyor. Özellikle test aracımızdaki renk ile satın alındığında çok ilgi çekici bir otomobilde yolculuk yaptığınızı hemen anlıyorsunuz. Arka stop grubunda kullanılan şeffaf kaplama ve tamponun içerisinden başarılı bir şekilde dışarı verilen egzoz yüzünden Spark modifiyeli bir araç gibi görünüyor. Tavandaki taşıma barları ve boyutuna göre bir boy büyük duran farları yüzünden Spark, olduğundan daha büyük bir araç izlenimi veriyor. Chevrolet Spark, bu segmentin en çok satan aracı Hyundai i10’dan 2,5 cm daha uzun, 0.2 cm daha geniş ve 1.8 cm daha yüksek.
İç mekan
Spark’ın şöför koltuğuna oturduğunuzda ilk dikkati çeken motosikletlerdekine benzer dijital göstergeler oluyor. Ancak motosikletlerdekinin aksine analog göstergede devir değil hız göstergesi yerini almış. Sürücü koltuğunun yükseklik ayarının olmaması yüzünden doğru sürüş pozisyonuna ulaşmak sıkıntı yaratabiliyor. Yumuşak malzeme kullanımının hiç olmadığı iç mekanda parlak kaplamalarla şıklık arttırılmış. Kolay
anlaşılabilir orta konsolda bulunan dijital göstergeli klima bu sınıfta pek alışık olmadığımız donanımlardan. Dört cam otomatiği de bu sınıftaki bir araçtan beklenenden fazlasını sunuyor. Ses kalitesini yeterli bulduğumuz müzik sisteminin USB desteğinin mini USB ile sunulması ek kablo ihtiyacı doğuruyor.
Motor
Test aracımızda 1.2 litrelik dört silindirli motor görev yapıyordu. Sesi biraz fazla çıkan motor 6400 d/d’da 81 hp güç, 4800 d/d’da 111 Nm tork üretiyor. Spark’ı 0’dan 100 km/s hıza ulaştırmak için 12.1 saniyeye ihtiyaç duyan motor 5 ileri şanzıman aracılığıyla gücünü ön tekerlere iletiyor. 164 km/s maksimum hıza ulaşan Spark’ın 100 km/s’den sonra ivmelenmesi oldukça azalıyor. Testimiz süresince 7 lt/100 km ortalama yakıt tüketen aracın yol bilgisayarında ortalama tüketim bilgisinin olmadığını da söyleyelim.
Konfor ve Yol tutuş
A segmenti araçlar her geçen gün daha konforlu bir hale gelmeye başladılar. Özellikle şehir içi kullanım ağırlıklı olarak tasarlanan bu segment araçlar kısa mesafelerde çok sıkıntı yaratmıyorlar. Spark’ın yumuşak koltukları iyi fakat yan destekleri yetersiz. Orta sertlikte süspansiyonlara sahip aracın yol tutuşu ise sınıfının beklentilerini karşılayacak düzeyde. 4 kişi için yeterli iç hacim sunan Spark’ın bagaj hacmi 170 litre.
Güvenlik
Chevrolet Spark, EuroNcap çarpışma testinde 5 üzerinden 4 yıldız alarak ayrıldı. Spark’ın bütün versiyonlarında sürücü, yolcu, yan ve perde hava yastıkları standart olarak sunuluyor.
Yorum - Selim Erkek
Şehir içinde sağa sola gidebileceğiniz, sıkışık trafikte kıvrak manevralar yapabileceğiniz ve diğer araçların sığmadığı alanlara park edebileceğiniz bir araç arıyorsanız hiç düşünmeden A segmentine yönelmelisiniz. Spark A segmentinin en şık modellerinden birisi fakat 14 inçlik jantlarının aracın tasarımının yanında küçük kaldığını düşünüyorum. Uygun fiyatı ve yüksek donanımı ile dikkat çeken aracın bana göre en büyük eksisi otomatik vites opsiyonu sunmaması. Otomatik vites ile özellikle bayan kullanıcıların Spark’a olan talebi artabilirdi. Spark’ın 1.2 litrelik motoru araç yüklü ve klima açıkken bazı yokuşlarda birinci vitese kadar inmeyi gerektiriyor. Hafif direksiyonunun kötü yanı ise araç hızlandıkça yeteri kadar sertleşmemesi. Ani yapılan manevralarda arkasını kolay bırakan aracın sınırları iyi bilinmeli. Mümkünse tüm versiyonlarda opsiyonel olarak sunulan ESP tercih edilmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder