Analytics

Bu Blogda Ara

11 Mayıs 2012 Cuma

Opel Ampera: Şehir dışına çıkabileceğiniz elektrikli otomobil!


Dünyanın en büyük otomobil üreticileri elektrikli otomobiller için kolları sıvadı ve bazıları daha hızlı davranarak seri üretime geçti. Elini çabuk tutan üreticilerden Opel’in Ampera modelini test etme imkanı buldum.
Selim Erkek


Elektrikli otomobil konusu yıllardır konuşulur ama artık hayatımıza girmeye başladılar. Televizyonlarda reklamları dönüyor ve insanlar bu yeni teknolojinin ekonomisini konuşmaya başladılar. Hatta pek çok kurumsal firma araçlarını bu tip modellerle değiştirerek karlılıklarını arttırmayı planlıyorlar.
 İçten yanmalı motorlardan çok daha verimli olan elektrik motorları zararlı gazlar bırakmıyorlar ve çevreyi kirletmiyorlar. Ülkemizde yakıt fiyatlarının yüksekliği sebebiyle çevrecilik konusu ikinci planda kalsa da insanlarda bu bilinç de oluşmaya başladı. İçten yanmalı motorların neredeyse tamamı 10 kilometrede 1 kg’ın üzerinde CO2 salınımı yapıyorlar. Etrafınıza şöyle bir dönüp bakarsanız bırakılan gazların ne kadar fazla olduğunu idrak edebilirsiniz.
Opel Ampera ile şehir dışına çıkabilirsiniz!
Elektrikli otomobillerin şu anda görülen en büyük sıkıntıları menzilleri. Örneğin, ülkemizde satışa sunulan ilk elektrikli otomobil olan Renaul Fluence Z.E 180 km civarında menzile sahip. Maksimum 180 km sonunda aracınızı tekrar şarj etmelisiniz ve bu iş o kadar kısa sürmüyor. Bu açıdan bakıldığında Fluence Z.E şehir dışına çıkacak insanlar için ancak ikinci araç olabiliyor.
Opel Ampera ise bu sorunu ortadan kaldırabilecek teknolojilerle donatılmış. Ampera maksimum 80 km menzili olan bir elektrik motoruna sahip ve bu üniteyi evinizden şarj edebileceğiniz piller ile besleyebiliyorsunuz. Yani gün içerisinde 60 kilometreden daha fazla yol yapmıyorsanız Fluence’den hiçbir farkı yok. 80 km’yi aştığınızda ise Ampera’nın 1.4 litrelik benzinle çalışan motoru jeneratör görevi yapmaya başlıyor.Bu sayede Ampera 100 kilometrede 5 litre benzin harcayarak yoluna devam edebiliyor ve benzini bitene kadar –ki bu mesafe 500 km’den daha uzun- durması gerekmiyor.
Ampera’nın en büyük avantajı akü bittiğinde yolda kalmanız gibi bir durum olmaması. Deponuzu dolduruyorsunuz ve jeneratörünüz pillerinizi şarj etmeye devam ediyor. Bu durum sizi elektrik şarj istasyonu aramaktan da kurtarıyor. Uygun olduğunuzda aracınızı şarj ediyorsunuz ve bu sizi 60-80 kilometre boyunca idare ediyor, edemezseniz 5 lt/100 km yakıt tüketimi olan bir Opel’e biniyorsunuz, çok akıllıca görünüyor değil mi? Tüketim değeri gerçek hayatta bu şekilde tutturulabilirse evet ama fabrika verileri gerçek hayatla pek örtüşmüyor ve bu durumda Ampera’nın pilleri bittikten sonra diğer benzinli araçlardan pek bir farkı kalmayabilir.
Peki Ampera’yı kullanmak nasıl?
Opel Ampera otomobil kullanım alışkanlıklarınızı kökünden değiştirmiyor. Standart bir otomatik şanzımanlı araç gibi kullanılan modelde elektrik motoru herhangi bir 220 Voltluk prizde şarj edilebiliyor. Yani bunun anlamı telefonunuzu şarj edebildiğiniz her yerde Ampera’yı da şarj edebilirsiniz. Pili dolu bir Ampera sinek vızıltısı kadar ses çıkaran elektrik motoru ile hareket ediyor ve şaşırtıcı derecede güçlü. Elektrik motorunun 370 Nm’lik torku gaza dokunduğunuz anda emrinizde ve bu tork değeri kesintisiz sunuluyor. Sürüş dinamikleri açısından da iyi gibi görünen Ampera, fren yaptığınız zaman ağırlığını hissettiriyor.
4 kişilik bir aile için ideal!
Opel Ampera, 2+2 kişilik oturma pozisyonuna sahip. Koltukların arasındaki yükselti pillerin yapısından kaynaklanıyor ve arka koltuk mecburen bu şekilde tasarlanmış. 300 litrelik bagaj hacmi çok geniş değil ama yeterli sayılabilir. 30 bin kilometrede bir bakıma girecek Ampera’da sadece benzinli jeneratörün rutin bakımı yapılacak ve bu bakım normal bir benzinli motordan çok da farklı fiyatta olmayacak. 8 yıl garantili pil bittiğinde ise 4-5 bin euro aralığında yenisi alınabilecekmiş. Bu bakımdan Ampera’nın herhangi bir ek maliyeti olduğunu söyleyemeyiz.
Ampera elektrikli ama vergisi değil!
Opel Ampera devletin elektrikli araçlara uyguladığı %3’lik ÖTV oranından yararlanamıyor. Hybrid araçlar gibi değerlendirilen model, tıpkı Toyota Prius gibi vergi mağduru konumunda. Vergiler yüzünden fiyatı şişen modeli satın almak için ödemeniz geren bedel 61.500 Euro. Renault Fluence Z.E’nin 65 bin liraya satıldığını düşündüğümüzde Ampera’nın dezavantajı bir kez daha ortaya çıkıyor. Opel Türkiye yetkilileri aracın vergi düzenlemesi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini açıkladılar, umarız bir an önce işler yoluna girer ve Ampera gibi hayatımızı kolaylaştıran araçları daha uygun fiyatlardan alırız. Yılın otomobili seçilen Ampera, Türkiye’de de yılın vergi mağduru olabilir.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder