Dünyanın en büyük
otomobil üreticileri elektrikli otomobiller için kolları sıvadı ve bazıları
daha hızlı davranarak seri üretime geçti. Elini çabuk tutan üreticilerden
Opel’in Ampera modelini test etme imkanı buldum.
Selim Erkek
Elektrikli otomobil konusu yıllardır konuşulur ama artık
hayatımıza girmeye başladılar. Televizyonlarda reklamları dönüyor ve insanlar
bu yeni teknolojinin ekonomisini konuşmaya başladılar. Hatta pek çok kurumsal
firma araçlarını bu tip modellerle değiştirerek karlılıklarını arttırmayı
planlıyorlar.
İçten yanmalı
motorlardan çok daha verimli olan elektrik motorları zararlı gazlar
bırakmıyorlar ve çevreyi kirletmiyorlar. Ülkemizde yakıt fiyatlarının yüksekliği
sebebiyle çevrecilik konusu ikinci planda kalsa da insanlarda bu bilinç de
oluşmaya başladı. İçten yanmalı motorların neredeyse tamamı 10 kilometrede 1
kg’ın üzerinde CO2 salınımı yapıyorlar. Etrafınıza şöyle bir dönüp bakarsanız
bırakılan gazların ne kadar fazla olduğunu idrak edebilirsiniz.
Opel Ampera ile şehir
dışına çıkabilirsiniz!
Elektrikli otomobillerin şu anda görülen en büyük
sıkıntıları menzilleri. Örneğin, ülkemizde satışa sunulan ilk elektrikli
otomobil olan Renaul Fluence Z.E 180 km civarında menzile sahip. Maksimum 180
km sonunda aracınızı tekrar şarj etmelisiniz ve bu iş o kadar kısa sürmüyor. Bu
açıdan bakıldığında Fluence Z.E şehir dışına çıkacak insanlar için ancak ikinci
araç olabiliyor.
Opel Ampera ise bu sorunu ortadan kaldırabilecek
teknolojilerle donatılmış. Ampera maksimum 80 km menzili olan bir elektrik
motoruna sahip ve bu üniteyi evinizden şarj edebileceğiniz piller ile
besleyebiliyorsunuz. Yani gün içerisinde 60 kilometreden daha fazla yol
yapmıyorsanız Fluence’den hiçbir farkı yok. 80 km’yi aştığınızda ise Ampera’nın
1.4 litrelik benzinle çalışan motoru jeneratör görevi yapmaya başlıyor.Bu
sayede Ampera 100 kilometrede 5 litre benzin harcayarak yoluna devam edebiliyor
ve benzini bitene kadar –ki bu mesafe 500 km’den daha uzun- durması gerekmiyor.
Ampera’nın en büyük avantajı akü bittiğinde yolda kalmanız
gibi bir durum olmaması. Deponuzu dolduruyorsunuz ve jeneratörünüz pillerinizi
şarj etmeye devam ediyor. Bu durum sizi elektrik şarj istasyonu aramaktan da
kurtarıyor. Uygun
olduğunuzda aracınızı şarj ediyorsunuz ve bu sizi 60-80 kilometre boyunca idare
ediyor, edemezseniz 5 lt/100 km yakıt tüketimi olan bir Opel’e biniyorsunuz,
çok akıllıca görünüyor değil mi? Tüketim değeri gerçek hayatta bu şekilde
tutturulabilirse evet ama fabrika verileri gerçek hayatla pek örtüşmüyor ve bu
durumda Ampera’nın pilleri bittikten sonra diğer benzinli araçlardan pek bir
farkı kalmayabilir.
Peki Ampera’yı
kullanmak nasıl?
Opel Ampera otomobil kullanım alışkanlıklarınızı kökünden
değiştirmiyor. Standart bir otomatik şanzımanlı araç gibi kullanılan modelde
elektrik motoru herhangi bir 220 Voltluk prizde şarj edilebiliyor. Yani bunun
anlamı telefonunuzu şarj edebildiğiniz her yerde Ampera’yı da şarj
edebilirsiniz. Pili dolu bir Ampera sinek vızıltısı kadar ses çıkaran elektrik
motoru ile hareket ediyor ve şaşırtıcı derecede güçlü. Elektrik motorunun 370
Nm’lik torku gaza dokunduğunuz anda emrinizde ve bu tork değeri kesintisiz
sunuluyor. Sürüş dinamikleri açısından da iyi gibi görünen Ampera, fren
yaptığınız zaman ağırlığını hissettiriyor.
4 kişilik bir aile
için ideal!
Opel Ampera, 2+2 kişilik oturma pozisyonuna sahip.
Koltukların arasındaki yükselti pillerin yapısından kaynaklanıyor ve arka
koltuk mecburen bu şekilde tasarlanmış. 300 litrelik bagaj hacmi çok geniş
değil ama yeterli sayılabilir. 30 bin kilometrede bir bakıma girecek Ampera’da
sadece benzinli jeneratörün rutin bakımı yapılacak ve bu bakım normal bir
benzinli motordan çok da farklı fiyatta olmayacak. 8 yıl garantili pil
bittiğinde ise 4-5 bin euro aralığında yenisi alınabilecekmiş. Bu bakımdan
Ampera’nın herhangi bir ek maliyeti olduğunu söyleyemeyiz.
Ampera elektrikli ama vergisi değil!
Opel Ampera devletin elektrikli araçlara uyguladığı %3’lik
ÖTV oranından yararlanamıyor. Hybrid araçlar gibi değerlendirilen model, tıpkı
Toyota Prius gibi vergi mağduru konumunda. Vergiler yüzünden fiyatı şişen
modeli satın almak için ödemeniz geren bedel 61.500 Euro. Renault Fluence
Z.E’nin 65 bin liraya satıldığını düşündüğümüzde Ampera’nın dezavantajı bir kez
daha ortaya çıkıyor. Opel Türkiye yetkilileri aracın vergi düzenlemesi ile
ilgili çalışmaların devam ettiğini açıkladılar, umarız bir an önce işler yoluna
girer ve Ampera gibi hayatımızı kolaylaştıran araçları daha uygun fiyatlardan
alırız. Yılın
otomobili seçilen Ampera, Türkiye’de de yılın vergi mağduru olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder