Türkiye otomobil pazarında iyi satış rakamları yakalamak isteyen
her firmanın tek bir hayali vardır. Motor hacmi 1.6 litreden düşük
olacak ki vergi mağduru olmasın, dizel olmalı yoksa ekonomik bir
otomobil isteyenler yüzüne bakmaz ve otomatik olmalı çünkü büyük
şehirlerimizde trafik insanı çıldırtacak durumda. Bu kombinasyonu
oluşturabilen bazı markalar oldu ama Premium segmentte bu üçlüden kimse
bahsetmedi. Premium marka bir otomobile binen kişinin yakıt ekonomisi
yapmak gibi bir amacı olmadığı düşünülüyordu fakat işler artık değişti.
İnsanlar bu tip markalardan otomobil alırken bile yakıt durumunu göz
önünde bulunduruyorlar ve fazladan vergi vermek istemiyorlar.
Analytics
Bu Blogda Ara
30 Mayıs 2012 Çarşamba
Opel Astra Sport Tourer 1.3 CDTI EcoFlex Cosmo: Gönüllere hitap ediyor
Stationwagon
gövde yapısına sahip araçlar ülkemizde pek ilgi görmese de, yeni
modellerin çekici tasarımları ve fonksiyonellikleri bu ön yargıyı yavaş
yavaş kırıyor. Türkiye’nin en çok satan hatchback otomobillerinden biri
olan Opel Astra’nın, daha büyük ailelere hitap eden versiyonu Sport
Tourer’ın dünya lansmanı Türkiye’de yapıldı. Türk halkının Astra
sevgisinden yararlanarak kendisini sattırmaya çalışacak model, Renault
Megane ST, Kia Ceed SW ve Ford Focus SW modelleriyle rekabet ediyor.
Opel Astra 1.3 litre 95 hp dizel, 1.4 litre 140 hp benzinli ve 1.6 litre
180 hp benzinli motor seçenekleri ile satılıyor.
16 Mayıs 2012 Çarşamba
Mazda CX-5 SKYACTIV: Mazda’nın geleceği!
Eğer siz de benim gibi çocukluğunuzu 90’lı yıllarda
geçirenlerdenseniz, Mazda’nın sizler için de çok özel bir yeri vardır. Mazda
323 hatchback versiyonu hayallerimizi
süslerdi hele bir de kırmızı olursa etraftakilerden bol bol ‘Ferrari gibi
araba(!)’ lafını duyabilirdiniz. Bunun tek sebebi vardı; Mazda’nın o yılların
sıradan araçlarından daha farklı teknolojiler barındırması. Elektrikli camlar
ve aynaların yanında açılıp kapanabilen ön farlar, o yıllar için çok büyük
yeniliklerdi. Bahsettiğim araç Mazda Familia ailesinin 6. Jenerasyonuna aitti,
daha sonra iki nesil daha üretilen model 2004 yılında yerini Mazda 3’e bıraktı.
Ford ile Mazda’nın ilişkileri uzun yıllara dayanıyordu ve bu sürecin son
yıllarında Mazda modellerinde Ford etkisi iyice hissedilmeye başlamıştı. Neyse
ki bu durumun sonuna gelindi ve Mazda, Ford’un elinde olan hisselerinin büyük
kısmını geri aldı. Bunun anlamı Mazda’nın bundan sonra yoluna kendi başına
devam edeceğiydi ve öyle de oldu.
11 Mayıs 2012 Cuma
Opel Ampera: Şehir dışına çıkabileceğiniz elektrikli otomobil!
Dünyanın en büyük
otomobil üreticileri elektrikli otomobiller için kolları sıvadı ve bazıları
daha hızlı davranarak seri üretime geçti. Elini çabuk tutan üreticilerden
Opel’in Ampera modelini test etme imkanı buldum.
Selim Erkek
Elektrikli otomobil konusu yıllardır konuşulur ama artık
hayatımıza girmeye başladılar. Televizyonlarda reklamları dönüyor ve insanlar
bu yeni teknolojinin ekonomisini konuşmaya başladılar. Hatta pek çok kurumsal
firma araçlarını bu tip modellerle değiştirerek karlılıklarını arttırmayı
planlıyorlar.
7 Mayıs 2012 Pazartesi
Renault Megane RS Trophy: Saygıyı hak ediyor!
Renault Megane RS Trophy dediğimizde aklınızda ne canlanıyor
bilmiyoruz ama düşündüğünüzden çok daha fazlası olduğuna kefil olabiliriz.
Renault’nun Formula 1 tecrübesini kullanan Renault Sport ekibi tarafından
geliştirilen Megane RS Trophy, inanılmaz sürüş dinamikleri ile kendisine hayran
bırakıyor. Güçlü motorundan çok rijit şasisi ile dikkat çeken model, dünyanın
en zorlu pistlerinden biri olan Nürburgring’i 8:07:97 tur zamanı ile dönerek
önden çekişli araçlar için tur rekorunu kırdı. Megane RS’in kendisinden çok
daha güçlü Audi RS4, BMW M6 ve Mercedes Benz C63 AMG gibi modellerden daha
hızlı tur atması, ne kadar özel bir araç olduğunu açıklıyor.
Tasarım
Megane RS Trophy, test aracımız gibi sarı renkli olarak
tercih edildiğinde hemen fark edilen bir yapıya sahip oluyor. Kendisinden çok
daha pahallı otomobillerden daha çok ilgi çektiğine emin olabilirsiniz.
Standart bir Megane Coupe’den farklı olarak daha geniş dodiklere, farklı
tasarımlı arka ve ön tamponlara ve ortaya konumlandırılmış bir egzoza sahip
olan aracın dikkatli gözler için başka farklılıkları da var. Ön tamponundaki
parlak siyah bölgede ve kapılarında
‘Trophy’ yazısı bulunan modelin arka spoiler tasarımı da Coupe versiyondan
farklı. Araçta en güzel görünen kısım ise hiç şüphesiz jantları. RS Trophy’nin
kırmızı şeritli siyah jantların içerisindeki Brembo frenler aracın gücünün dışa
vurumu. 4299 mm uzunluğundaki bu viraj avcısı 344 litrelik bagaj hacmi ile
günlük hayata da uyum sağlayabiliyor.
İç mekan
Megane RS Trophy’nin iç mekanında ilk dikkat çeken
vücudunuzu sıkıca tutan Recaro koltuklar oluyor. Sert yan destekleri sayesinde
hiçbir virajda sizi üzerinden kaydırmayan koltuklar sportiflik hissini üst
limitlere çıkarıyor. Alüminyum pedallar, sarı zeminli devir göstergesi ve sarı
dikişli direksiyonu ile normal kardeşlerinden ayrılan modelde biraz daha farklı
bir hava yaratılmış. Bu tarz bir otomobilden ne istenilmesi gerektiğini bilen
kullanıcılar Megane RS’in orta kalite malzemelerine, küçük radyo düğmelerine ve
büyük vites topuzuna takılmayacaktır. En hızlı Renault modelinin orta
konsolundaki bilgi ekranı ses sistemi ve saat ekranı olmaktan daha fazla işleve
sahip. Bu ekrandan 0-100 km/s, 0-400 m, turbo basıncı, yağ sıcaklığı ve anlık
tork gibi bilgileri izleyebiliyorsunuz.
Megane RS Trophy, bol sayıdaki eşya gözü ile yer sıkıntısı
yaratmıyor. Aracın ses sistemi daha iyi olabilirdi ancak RS Trophy’nin motor
sesi bu eksikliğini rahatlıkla kapatabiliyor.
Motor
Renault Sport mühendisleri tarafından geliştirilmiş F4R874
kodlu 2.0 litrelik turbo motorun hayat verdiği Megane RS Trophy, normal bir
Megane RS’ten 15 hp daha güçlü ve 20 Nm daha fazla tork üretebiliyor. ESP Sport
modunda ve kapalı konumdayken 5500 d/d’de 265 hp güç üreten motor, 3000 d/d’den
itibaren de 360 Nm’lik torkunu ön lastiklerine iletiyor. Büyük bir güven
duygusuyla devirlenen motorun performansı baş döndürücü. 6 kademeli
şanzımanıyla büyük bir uyum içerisinde çalışan motor yüksek devirlerde
kendisini bularak hoş sesler çıkartıyor. 0-100 km/s hızlanmasını 6.0 saniyede
tamamlayan RS ile 400 metreyi 14 saniyede, 1000 metreyi ise 25.4 saniyede
geçebilirsiniz. Aracın 254 km/s’lik maksimum sürati pek çok rakibinden iyi.
Megane RS Trophy’i karakterine uygun olarak kullandığınız
zaman tüketim değerleri 15 lt/100 km’nin altına düşmüyor. Şehir dışına çıkıp
sakin sakin kullandığınızda ise 8 lt/100 km’nin altına düşebilirsiniz. Bizim
test parkurumuzda ise Megane RS Trophy 11,7 lt/100 km yakıt tüketti. Araç
normal sürüş modunda gücünü 250 hp’ye indirerek ekonomi yapmanıza(!) yardım
ediyor.
Konfor ve yol tutuş
Bu disiplinde Megane RS Trophy’nin daha çok yol tutuşundan
bahsetmek doğru olacaktır. Bağımsız ön süspansiyon yapısı özel olarak elden
geçirilen Megane RS Trophy yola en iyi tutunan önden çekişli otomobil. Hem
kalkış anlarında hem de viraj çıkışlarında yola yapışan ön lastikler gücü
problemsiz olarak yere aktarabiliyor. Limtili kaydırmalı diferansiyeli
sayesinde virajları çok daha hızlı bir şekilde dönebilen RS’in arkasının
hafifçe kayması keyif verici ve korkutucu olmaktan uzak. Sert yapılı
süspansiyon sistemi ani manevralarda RS gövdesinin salınıma girmesini
engelliyor ve güven veren bir yapıda. Sürüş zevkini arttıran en önemli etken
çok hassas direksiyon ve gaz tepkileri oluyor. RS Trophy’nin ayarlanabilir gaz
pedalı tepkileri en ufak hareketinizi algılayarak motora hızlanma emri
gönderiyor. Brembo frenleri sayesinde yavaşlayan RS, ardı ardına yapılan panik
frenlerde bile performansından ödün vermeden rahatlıkla durabiliyor.
Böylesine sürüş özelliklerine sahip bir aracın konforunu
tahmin edebilirsiniz belki de. Kaslı Megane, sert yapısıyla kendisi kadar
formda sürücüleri hak ediyor. Performanslı kullanımdan sonra yorulacaksınız ama
aldığınız zevkin yanında yorgunluğun lafını bile etmeyeceksiniz.
Güvenlik
Renault Megane üçüncü jenerasyonu ile girdiği EuroNcap
çarpışma testinden 5 yıldız alarak ayrıldı. Coupe veya RS’in teste ayrı bir
katılımı bulunmuyor.
Yorum-Selim Erkek
Bazı otomobilleri kullandıktan sonra tadı damağımda kalıyor,
Megane RS Trophy de bunlardan biri. Hiçbir otomobil severin Megane RS Trophy
kullandıktan sonra onu unutabileceğini sanmıyorum. Asfalta tırmalayarak tutunan
RS Trophy, şimdiye kadar kullandığım en keyifli önden çekişli araçtı. Gücünü
yere aktarması ve viraj performansı ders niteliğinde gösterilebilecek kadar
iyi. Başka hiçbir Renault’da göremeyeceğiniz kadar direkt çalışan direksiyonu
ve limitli kaydırmalı diferansiyeli ile bu araçla döndüğünüz her viraj eğlence
haline gelebilir. Bol virajlı yollarda sizden çok daha güçlü araçlardan daha
hızlı viraj dönüp onları dikiz aynanızdan izlemek keyif verici.
Yorumlarımda her aracı sert bir şekilde eleştirmeye
çalışıyorum ama Megane RS için bunu yapamayacağım. Bu aracın konforsuzluğu veya
yakıt tüketiminin yüksekliği sorun olarak görülemez. Eğer sizin gözünüze
takılan bir problem varsa, aracın yol tutuşunu anladıktan sonra görmezden geleceğinize
emin olabilirsiniz. Bu Renaultkesinlikle saygıyı hak ediyor.

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)