Türkiye sedan otomobil piyasasının en çok konuşulan modellerinden biri olan Honda Civic yenilendi. Antalya’da ilk kez deneme imkanına kavuştuğumuz model bakalım eski nesillerine göre nasıl bir gelişim kaydetmiş.
Selim Erkek/Antalya
1973 yılından bu yana üretilen Honda Civic ülkemizde özellikle altıncı jenerasyonu ile çok sevildi. (1996-2000) İnsanlar bu seriden sonra Honda Civic’in ne kadar sorunsuz bir araç olduğunu çok iyi anladılar ve araç alırken önceliği sorunsuzluk olan müşterilerin ilk tercihleri arasında Honda gelmeye başladı. Sonraki yıllarda ise rakiplerinin dizel motorlarını getirmesiyle Honda Civic biraz geride kaldı. Ama yine de benzinli sedan düşünenlerin aklından hep Civic geçti. Başarılı iç ve dış tasarımı, otomatik şanzımanının konforu ve benzer motor şanzıman kombinasyonuna sahip rakiplerine oranla düşük yakıt tüketimi Civic’i ayakta tuttu.
Dış tasarımı önden ve yandan şık görünen aracın
arka kısmı ise aynı etkiyi bırakamıyor. Farların mercekli yapısı en fark
edilebilir yeniliklerden. Tasarım konusunda aracın öne çıkamamasının en
büyük nedeni selefinin çok iyi görünmesi aslında. Aracın boyutları eski
modele göre değişmemiş. Sadece genişlik 5 mm artış göstermiş.
Peki
yeni Civic ne gibi yenilikler getiriyor? Bu sorunun cevabını almak için
hemen aracın içerisine geçip incelemeye başlıyorum. Selefine benzer
renklerle aydınlatılmış gösterge paneli teknolojik görünüyor. Sürücüye
yönelik ön konsol tasarımında dağınık bir yapı hakim. Simetri takıntısı
olanlar pek hoşlanmayacaktır. Kısa bir alışma sürecinden sonra ise tüm
kumandalar rahatlıkla kullanılıyor. Direksiyonun üzerindeki işlev
tuşları ve tasarımı ders olarak gösterilebilecek kadar iyi. İç mekanda
kullanılan malzeme kalitesinin bir önceki nesli göre iyileştirilmesini
bekliyordum ama arada hissedilir bir kalite farkı yok. Hatta bazı
noktalarda eski Civic’in daha başarılı olduğu kısımlar bile mevcut. En
çok dikkat çeken yenilik üst gösterge paneline yerleştirilmiş bilgi
ekranı. Geri görüş kamerasına da dönüşen ekranın iç mekana zengin bir
hava kattığını söylemeliyim. Çözünürlüğü gayet iyi olan bu ekrana kendi
istediğiniz bir fotoğrafı atayabiliyorsunuz. Ferah bir iç mekana sahip
Civic’in koltukları gayet rahat, arkadaki diz mesafesi de sınıfına göre
yeterli. Biz Türk ailelerinin otomobil alırken en önemli
kriterlerimizden olan bagaj hacmi ise artık daha büyük. 440 litrelik
bagaj kullanışlı. Burada kullanılan kaplamanın bazı noktalarında işçilik
kusurları olduğunu düşünüyorum.
Sağlamlık
konusunda en rahat kefil olabileceğim motorlardan biri olan 1.6 litrelik
atmosferik motoru çalıştırıp yola çıkıyorum. Yüksek devirlere çıkıp
Honda motorunun sesini dinlemek keyif verici. Tabi yakıt tüketimine
bakmamak koşulu ile! Araç gayet seri ve yüksek hızlarda sürüşü rahat.
Japonlar yalıtım konusunda bu sefer gerçekten daha iyi iş çıkarmışlar.
Araçtaki yol sesi yeni nesilde oldukça iyi izole edilmiş. Rüzgar sesi
biraz daha yalıtılmış olsa konfor kusursuz olacakmış. Aracın yeni
direksiyonu düşük hızlarda yumuşak yapısıyla kullanım kolaylığı
sağlarken, yüksek hızlarda da yeterince sertleşerek sürücüsüne güven
veriyor. Civic motoru sakin kullanımlarda son derece cimri iken şehir
içi dur kalk yapıldığı zamanlarda tüketim değerleri 9 lt/100 km civarına
çıkıyor. Bunda otomatik şanzımanın payı büyük. Direksiyonun sol
tarafına konumlandırılmış ECON butonu ile Civic daha fazla ekonomi
yapıyor ama bu bile bence yeterli değil. Honda’nın da yavaştan aşırı
beslemeli motorlara el atması lazım.
Dokuzuncu
jenerasyon Civic’le beraber Honda açısından işlerin radikal şekilde
değişeceğini söylemek biraz zor. Çünkü Türkiye pazarında başarının en
önemli anahtarı otomatik şanzıman ve dizel birlikteliğiyken, Honda’nın
elinde henüz bir dizel motor bile yok. Honda’nın yeni geliştirdiği 1.6
litelik dizel ünitenin sedan Civic kaputunun altına girmesi ise hemen
olmayacak.
Benzin
fiyatlarının can yakıcılığından kurtulmak isteyenler garantili olarak
takılan LPG kiti ile bu işi çözebilirler. Bu sayede Civic, dizel
rakipleri kadar düşük yakıt maliyeti ile yol alabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder